| Türkçe | İngilizce | |||
|---|---|---|---|---|
| Phrases | ||||
| İfadeler | (biriyle) temas halinde | in contact with (one) expr. | ||
|
We will work with them and are of course already in contact with them, as this makes sense. Onlarla birlikte çalışacağız ve elbette bu mantıklı olduğu için onlarla zaten temas halindeyiz. More Sentences |
||||
| İfadeler | (biriyle) temas halinde | in touch with (someone) expr. | ||
|
I'm in touch with her. Onunla temas halindeyim. More Sentences |
||||
| Türkçe | İngilizce | |||
|---|---|---|---|---|
| Colloquial | ||||
| Konuşma Dili | (biriyle/bir şeyle) temas halinde | in contact (with someone or something) s. | ||
|
We've been in contact. Temas halindeydik. More Sentences |
||||
| Phrasals | ||||
| Öbek Fiiller | (biriyle) temas halinde olmak/temas kurmak | keep up with (someone) f. | ||
| Idioms | ||||
| Deyim | (biriyle) temas halinde olmak | be in touch (with somebody) f. | ||
| Deyim | (biriyle) temas halinde olmak | keep in touch (with somebody) f. | ||
| Deyim | (biriyle) temas halinde olmak/temas kurmak | be in touch with (someone) f. | ||
| Deyim | (biriyle) temas halinde olmak | remain in touch with (one) f. | ||
